17 Temmuz 2012 Salı

Kararsızlık sen nelere kadirsin ! Akşamüstü, yorgunluktan bedenim un çuvalı, beynim pekmez kıvamını almış eve doğru yollanırken, mısırcı arabası gördüm . Aslında çok bayılmam ama o kadar çok insan mısır için sıraya dizilmişti ki " eksik " kalmayım bari diyerek girdim sıraya ... Fakat o da ne ! Adam hem haşlanmış hem de közde mısır yapıyor ... Hayatımda ki en önemli kararları hiç düşünmeden alan ben, bu tarz tercihler söz konusu iken ağaçtan düşen koalaya dönüşüyorum sanki ... Hemen bir oyun kurdum kafamda benden önceki alıcı ne alırsa ben de aynından alacaktım . Sıra su gibi akıp geçerken fark ettim ki benden önceki alıcılar üç kişilik bir gruptu. Anne ve kızları olduğunu tahmin ettiğim üç arap turist. Onun da çözümünü buldum, en son hangi mısırı alırlarsa ben de onu alacaktım . Sıra bizim turistlere geldi ! Allahım şansıma çomak sokayım, bir değil on kere sokayım ! Meğer bizim mısırcı su da satıyormuş. Turistler Önce üç su istediler bir de pahalı gelmiş olacak ki " iki yeter "deyip, buz gibi sularını aldılar. Kana kana içerek giderlerken, ağlamaklı bakakaldım arkalarından. Mısırcının sesiyle irkildim " buyur ablacım ! "  Kendime kızarak, biraz da acıyarak " bir su lütfen ! " dedim. Hayal kırıklığı ile daha da çöken bedenimi eve doğru taşırken, aklımda türlü sorular vardı. Biraz olsun rahatlamak, kendimi ödüllendirmek için yemeyi planladığım mısır başıma neler açmıştı ! İdeal bir ruh haline sahip olmadığım gayet açık ama yine de seviyorum kendimi ! Suya gelirsek eğer; açmadım, öyle uslu uslu duruyor tam karşımda ... Bir su için biraz fazla konuşkan ama canı sağ olsun !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder